Kimi et peşinde, kimi bayramlık…
Kurbanlıklar seçildi, dualar okundu, bıçaklar bilendi.
Ama o sırada Gazze’de…
Bir annenin kollarında kundaktaki yavrusu kurban oldu.
Ne bıçağın keskinliği vardı, ne de bir dua eşlik etti vedasına.
Sadece gökyüzünden düşen bombalar ve bir annenin çığlığı vardı.
Biz buradan bakarken, etin kilosunu konuşuyoruz.
Kimin kaç hisse aldığına takılıyoruz.
Daha büyük sofralar kurmanın yarışındayız.
Ama içimizdeki suskunluğu hiç kurban etmiyoruz.
Ey insanlık,
Her Kurban Bayramı’nda hayvanları Allah için keserken,
Zulmü, vicdansızlığı, sessizliği kesmiyorsak
Kestiğimiz et midir, yoksa kendi ruhumuz mu?
Gazze’de kurban edilen masumlar varken,
Dilsiz şeytan gibi susan bizlerin kurbanı kabul olur mu?
Bayram, sadece bir et bayramı değildir.
Bayram; paylaşmanın, kardeşliğin, adaletin, vicdanın yeniden doğuşudur.
Bu bayramda önce içimizdeki karanlığı keselim.
Sonra ete, kana değil; kalbe, insafa yönelim.
Kurbanlarımızı Allah kabul etsin.
Ama önce kalbimizi temizleyelim ki, niyetimiz de kabul olsun.
İyi Bayramlar.
Suat ER
#KrakCirilcıplak